Bloğumda Arayın :

18 Mayıs 2019 Cumartesi

VINTAGE BITKI MONSTERA DELICIOSA / NAM-I DIGER DEVE TABANI


Koskocaman, yeşil yapraklı bir bitki!
80'ler, 90'lar hatta daha bile önceleri her evde neredeyse var, nostaljik bir varoluş kendisi,
Bitkinin vintage' ı olur mu?
Olur tabi ki, neden olmasın, işte karşınızda 
Monstera Deliciosa!



Bir anda popüler kültürün etkisi altında kaldı,
 aranıp da bulunamaz hale bile geldi.
Belki de aç gözlü insanoğlunun, en şaşalısına, en büyüğüne, en heybetlisine sahip olma arzusundan dolayı son dönmelerde en pahalı salon bitkilerinden biri oldu. 
En güzeli bir bitkiyi mini minnacıkken alıp, büyüyüşüne tanık olmak değil midir veya tohumundan kendin yetiştirmek?
Herkes için cevap aynı olmasa gerek ki bugün 300, 400, 500 TL gibi fiyatlara satılışına tanık oluyoruz. 
Yüzlerce türk lirasına satılışının karşısında sadece 20 TL' ye, satın alma sahiplen güdüsüyle, bir buçuk sene önce küçük bir saksıda benimle eve gelmiş olması bugünkü mutluluk sebebim.

Bakınız Aralık 2017:



Masada küçük bir deve tabanı oturuyor:) 
Bugün ise salonu ele geçirme yolunda ilerliyor.
Gerçekten mutluluk biz çağırınca gelen bir şey mi? 
Yeter ki isteyelim!
Ancak çok önemli bir tespitim var. 
Kesinlikle küçüçük bir çocukken bahçeler de çiçeklerle, ağaçlarla arkadaş olmayı öğretebilirseniz evlatlarınıza, kendi tohumundan üretmenin heyecanını tattırabilir, toprak kokusuna sevdalandırabilirseniz,
 bugünün değer bilen insanları oluyorlar.
Bugün benim için güzel bir cumartesi, sizin için de öyle olsun!
Sevgiler,
EK

Aşağıdaki linke tıklayarak Gmail hesabınız ile bloğuma üye olmayı unutmayın:

16 Mayıs 2019 Perşembe

BES ÇAYI


Hani yazlık yerlere giderken böyle arabada 
camı açarsın, kollarını çıkarırsın ahenkle rüzgarda oynatarak ve ormanlardan gelen katır tırnağı kokusu dolar ciğerlerine,
 doğa konuşur işte o an,
 üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun doğa seni hep aynı şekilde alır, 
aynı kokuyla aynı yere götürür bırakır,
 izin verir sen istediğin sürece orada kalıp özlem gidermene.


Şimdi gördüğünüz resim de birilerinizi aldı,
 vanilya ve krem şanti kokularıda onlara eşlik ettiaynı yere götürdübenzer bir özlem duygusuyla burnunun direğini sızlattı, 
işte istediğiniz kadar kalabilirsiniz orada. 
Mesela ben bir mutfaktayım, servis camı bahçeye açılan. 
Bahçeden taze nane kokusu geliyor, 
ortancalara ve güllere eşlik ediyor begonviller, 
kahkahalar rüzgarı kovalar gibi sanki ara ara camdan içeriye doluşuyor. 
Bahçe hortumuna bağlı alüminyum bir fıskiye toprağı ıslattıkça salatalık ve biberler limon ağacının gölgesinde parlıyorlar sanki.
Bahçe duvarının hemen bitimindeki hanımelleri ise beton bir kömürlüğü öylesine  sarmış ki, 
hemen ardında kalan galaların yalnız ve kendiden emin asaleti yanında hanımelleri daha bir tutkuyla göz kırpıyor adeta.
 Gözlerim ışıl ışıl, camın önünde, elimde bir çırpıcı, anneanneme yardım ediyorum, 
beş çayına misafirleri var ve vanilya kokusu bütün evi sarmış vaziyette. 
Ahşap bir kavanoza uzanıp tarçın alıyorum...
Sevgiler,
EK

Aşağıdaki linke tıklayarak Gmail hesabınız ile bloğuma üye olmayı unutmayın: